The Columbus Dispatch geçen hafta Chester ile grup Rock on
the Range Festivali’nde sahne almadan önce röportaj yaptı. Hala iyileşmekte
olan ve Pazar günü performans sergilemeye hazırlanan Bennington, geçmişi ve
günümüz hakkında konuştu.
S: Linkin Park’ın ilk kaydı Hybrid Theory bu yıl 15 yılı
devirdi. Bu şarkıları şimdi yeniden ziyaret etmek nasıl bir şey?
C: Albümün çıktığı zamana geri gidersek, sahip olduğumuz tek
müzikti. “Koptuktan” sonra konserlerde headliner olarak yer almak zordu –sadece
bir saate değer materyalimiz vardı. O şeyleri en yorgun olacağımız hale kadar
çaldık.
Çok uzun zaman olmadı, Download Festivali’nde çaldık
(İngiltere’de.) Hybrid Theory’yi baştan sona çalmamız rica edildi. Kalabalık da
aklını kaybetti.
Her nereye gidersek gidelim, insanlar “Bu albüm benim
hayatımı değiştirdi” ya da “Müziğiniz grubu sevmemin ve gitar çalmaya
başlamamın sebebidir” şeklindeydi. Önemli olan bir şeyi ortaya koyduğumuzu
hissetmek gerçekten muntazamdı.
S: Fiziksel veya duygusal anlamda olsun, 39’unda sert
kataloğunuzu sergileyecek adrenalini bulmak daha mı zorlu?
C: Bu sene daha zor olacak, bunu söyleyebilirim. Bileğimi
kırana dek bu setler arasında uçuyordum. Kendime çok iyi baktım –ve turnenin bu
son yılı The Hunting Party’yi piyasaya sürdükten sonra vokal anlamında en iyi
olduğumdu.
Hayatımın en iyi biçimindeydim, şimdi tüm vücudum köreldi.
Kenara dokunmadan gittim ve filenin altına tekrar değebileceğim umuduyla smaç
atabilmek için heyecanlandım.
Hiç başka bir hoparlöre (konserlerde önlerde olan)
atlayabilir miyim? Bunun olacağını sanmıyorum.
S: 1999’daki Linkin Park seçmeleri hakkında neler
hatırlıyorsun?
C: Önceden grup hakkında bilgim yoktu. İlk demoyu duyduğumda
çok özel bir andı. Dinlediğimi ve “Bu farklı; ritim ilgi çekici. Çaldıkları
tarz başka hiçbir şey gibi değil. Bu harika.” dediğimi hatırlıyorum.
Hemen fark ettiğim sadece melodileri düşünmediğim, birden
fazla melodiyi düşündüğümdü. Beynimin ve vücudumun ne kadar heyecanlı olduğu
adeta karşı konulmazdı.
Mike’la odaya girdiğimde başka hiçbir deneyimim gibi
değildi. Diğer tüm gruplarımda şarkıları yazmak işkenceydi. Kimse kimsenin
konuşmasını ya da kısımlarının kötü olmadığını duymak istemiyordu.
S: Diğer gruplardan konuşmuşken, Scott Weiland’ın (Eski STP
Vokalisti) yerini almaya tereddüt ettin mi?
C: Benim için, bu kendimi başkasının yerine koymak değildi.
Bu pozisyonun uzun süredir boş olduğunu hissettim. Scott orda olmasına rağmen,
dürüstçe “orada olduğunu” sanmıyorum.
İlk (Stone Temple Pilots) konuşmamızda dedim ki: “Sizler
neden mirasınızdan vazgeçmek istiyorsunuz? Bu biraz korkunç bir şey,… ama müzik
devam etmeye şans vermemek için çok değerli, çok iyi.
İnsanlar bir sürü ön yargıyla yaklaşıyor; çoğu bunun için
kızacak. Ama yeni bir şey yaratma fikri diğer şeyi bırakmak demektir.
S: İki büyük grubun taleplerini nasıl dengeliyorsun?
C: Buna bir cevabım yok. Nasıl çalıştırdığımı bilmiyorum,
hiçbir fikrim yok. Saçma gelebilir ama yaratıcı biri olarak az çok yaratıcı
nokta beni nereye koyarsa oraya gidiyorum.
S: Ünüyle ve şansıyla, Linkin Park hala şarkı yazarları
olarak karanlık kısma yeterince girebilir mi?
C: Hayat sizi asla korkusuz, şüphesiz ve sorusuz bırakmaz,
güvenin bana. Büyük işe sahip olmanın, harika bir röportajın, o evi almanın ya
da konumunuzun hayatınızı değiştireceğini ve bir şeyleri onaracağını
düşünebilirsiniz. Tıpkı evrendeki diğer her şey gibi gelecek ve gidecek.
Hala karanlığı içinizden çekip çıkaracak şeyler var:
Ebeveynleriniz ölür, bir araba kazası geçirirsiniz, bacaklarınız çatlar ve her
şey alıp götürülür.
Ben asla… o kadar iyiliğin kuru olduğu bir durumda
olmayacağım.
Çeviri: Linkin Park Türkiye
Yorumlar
Yorum Gönder